3 Aralık 2016 Cumartesi

uyuyamıyorum
içimde bir hıçkırık gibi birikmişlikler
kalbim acıyor
çığlıklar atıyor
söyleyemediğim tüm kelimeler dizilmiş boğazıma
yerleşmişler
susmak diyorum
lanetli
dayanılmaz kılıyor her şeyi
sessizliğe sığınmak en büyüğü eziyetlerin
gücümün tükenmişliği
sonra anka kuşu
canlandı canlanacak
kelimelerin en anlam bulduğu an
"ne çok acı var."
acılarımızdan ayrılıyoruz
acılarımıza sığınıyoruz

5 Ekim 2016 Çarşamba

eylüldü..
eylüldü, yaşanabilecek ayların en güzeli
eylüldü, tüm hüzünlerin beslendiği
eylüldü ve aşktı, sonbaharda
eylüldü ve bütün baharlardı yeni açmış çiçeklerde
eylüldü, ve sonsuzdu
sonsuzluğun adıydı,
                                 eylüldü.
   ne değişti?
   eylül geldi.
   o geldi.
   kuşlar uçtu, umut doldu
   saatler karıştı, dünyanın en güzel kokusuna
  çünkü eylüldü,
      kimsesizliğin değil, aidiyetin adıydı
      hiçbir yerin her yer olmasıydı
      evet, eylüldü
    ayrılık değildi ama tutunmaktı,
    insanlara değil, insana
eylüldü, aşkın adı
sonra dolunaydı, olabileceklerin en güzeliydi
eylüldü...
eylüldü ve anlamdı
yarının anlamıydı
             umuduydu
     söylenmemiş bütün şarkılardı
     yazılmamış bütün şiirlerdi, eylüldü
     ruhun diliydi
     hayatın adıydı, eylüldü
                   gidilmemiş yerlerdi,
                   basılmamış topraklardı
                   görülmemiş tüm güzelliklerdi
                   yapılmayanların umuduydu
             ve eylüldü
           aşkın adıydı
         yeni bir alfabenin ilk harfiydi
        sevmenin tanımıydı
       eylüldü
      hüznün diğer adıydı
   ve aşktı...   

günlerden bezelye

temmuzun bezelyesi

haftada 7 gün var ve 7 gün seni düşüneceğim ama en çok bezelye geceleri

senin ona yazdığın şiirleri okuyarak aşık olmuşum sana demiştim

yalan değil, aşksa en derininden

ama o'na mı gerçekten?

çok dramatikleşmişim!

bugün günlerden bezelye

bu şehir ikimizi yan yana gördü

dolunay arkadan bizi takip etti sessizce

şehirlere bombalar yağdı, zaman izafi

darbeyi de gördü bu şehir seni benim yanımda da

çaya bir şeker atıyormuşsun(büyük bardağa 3müş birkaç gün sonra öğrendim)

           bunun şerefine, sana karali

gözlerimizle konuşuruz diyememek içimden sana bir borç

ellerimizle hissederiz belki, başka bezelye geceleri

babama benziyorsun.

sana kelimelerin yettiği en büyük anlamı verdim

babama benziyorsun ve bu seni içimde daha fazla ben yapıyor

diyorum ki: geç değil

hayat var yaşanabilir

aşk da var mı?

sen kalacak mısın peki?

bütün bezelye geceleri biz olalım mı?

birbirimize bezelye gecelerimizi armağan edelim

kafiyeden anlamıyorum

kalbimi biliyorum bi

seni yazmak istedi özgürce

masumiyet dedin, senin gözlerin bendeyken başka şeyi düşünmek en büyük ihanet

peki ya merhamet?

sıcak baksana bana

o yavru kediyi beraber besleyelim

çok korkarım hayvanlardan

ama bezelye geceleri korkmam

seninle bir kedi bile besleyebilirim

yeter ki canım canına değsin

kalbim kalbinde attı çünkü

tüm hücrelerim acıdı

2 kere söyledin ismini

gözlerini de kaçırdın, sessiz birer özürdü belki

ya çocukluğun?

yapalım mı?

tabi ki yapalım...

o hayalini kurduklarını

o hayalini kurduklarımı

dağın arkasına da taşınalım

yalnızlık mı özlemin?

söz, odanda rahatsız etmeyeceğim seni

fakat kalbini ziyaret edebilirim.

tutamadım kendimi, sana seni anlatamadığım tüm bezelye gecelerine borcum olsun

ama dolunay vardı

ay ikiye bölündü mü sence kıskançlıktan ?

haberi olsa mı dersin?

belki

daha çok sen varsın içinde

güzellikler herkesin olsun

zaten iyilikte gözümüz yok

biz, biz olalım yetmez mi?

bence kafi

çirkinliklerim de var içimde dedim

hatta kötüye daha yakın hissediyorum

niye?

belki de vicdan rahatlatıyorum

sahi vicdansız insan olur muymuş?

peki ya merhametsiz?

sen bana bir bak yine gözlerini kaçırmadan

söz en masumunu yaşatacağım insanlığın

gözlerine saklayacağım

bezelye gecesinden, dolunaylı bir bezelye gecesinden ve akşam 9'dan bahsedeceğim sana

izafi olacağız yaşadıklarımızla

belkilerimiz gerçek olacak

en azından birbirimizin hayatlarına dokunacağız

tüm güzel ve çirkin şeylerden bahsedeceğiz

çirkinliklerin endişesini taşıyacağız

belki de tatmin olacak ruhlarımız

ah! ruh dememeliyim

coşkum dinmiyor

saatlerce yazabilirim

dolunaylı bir bezelye gecesi

kalbine dokunabilirim?

yalnız mısın?

                  peki... orda mısın?

21 Eylül 2016 Çarşamba

her şey ne kadar da çok değişti!
sevmelerin rengi değişti. gülümsemeler alengirli bakışlarla gölgelendi.
şarkıların da tadı tuzu gitti, fazlası tansiyonumuzu çıkarıyor zira artık
isyan edişlerimiz bile değişti, insanlar değil klavyeler dillendi. ne büyük icraat şu teknoloji!
el yazısıyla ruhumuzu bıraktığımız yazılar da gitti.
fotoğraf karelerimiz değişti, zaten hepsini yanımıza alamıyorduk.
bakışlarımız değişti, gözlerdeki anlam neredeyse yitti.
ilk aşklar itinayla "like"landı, ne gerek vardı zaten mektuplar yakılmak içindi!
kitaplar raflara kalktı, yerini DVD'lere bıraktı
en büyük etkinlik "izlemek", en büyük korku "izlenmek" oldu
herkes hayatına herkesi aldı, "hiç kimse" bir anda "herkes" oldu
anlamlar gitti, kardeşlik bitti
ortalık dökülen kanla ısınır oldu
profiller karardı, vicdanlar aklandı!
insanlık insana kavuşamaz oldu.
dağlar mı? tüneller birleştirdi.
hiç bir şeyimiz yok, duble yollarımız var neyse ki...

20 Eylül 2016 Salı

şimdilerde, yani bir eylül gecesinde
en güzel şey ne biliyor musunuz?
sebepsiz hüzünlere sahip olmak.
hüzün o kadar derin ve tamamlanmış bir duygu ki, isim koymaya gerek bile duymuyorum
ama derseniz ki bir şeye ada bu geceyi, dolunaya ve bezelyeye adıyorum.
her baktığımda büyüleniyorum, her şeyi unutuyorum, hüzünlerimi hatırlıyorum
dolunayın gücüyle doluyorum
unutma işini çok iyi yapıyorum
kendimi pek sevmiyorum ama çokça değer veriyorum
hayatı yaşamayı becerebildiğimi düşünemiyorum
sıkça, fazlasıyla eksik ve yetersiz hissediyorum
içimdeki benle, olmak istediğimle, olduğumla, olmam beklenenle süreli kavga ediyorum
eğer okuyorsanız, belli ki bencilce sizi de ortak ediyorum
insanlık savaşı veriyorum tarihle, bugünle, olaylarla, olgularla
insanlık diyorum ya hani, ben insan mıyım peki?
ya da yeterince insan olabilmiş miyim?
düşünmek mi insanlık, neyi düşünmek peki?
düşünenin ezildiği yargılandığı bu toplumda neyi düşünmek daha yaşanır ya da insan kılıyor bizi?
ne demek yahu bu insan dedikleri?
yine insanlarla ve insanlıkla boğuluyorum.
ne düzeltecek bizi, ne yaşayacağız bilmiyorum.
ama ruhumuz olduğu sürece ve yeterince sevebilirsek tüm insanlar adına düzelebiliriz, bunu biliyorum.


bezelye ve limon şerefine...

hadi bugünü eylülün 19u varsayalım. çünkü tarihe geçti o gün. bu da kanıtı olsun.
bezelye ve limon şerefine, sevgi, umut ve sonsuzluk günü...
bugün inandıklarımızın ve inanmadıklarımızın yanına sevgiyi de koyalım ama ona koşulsuz inanalım. çünkü sevgimiz sonsuz. seviliyorsak eğer ve sevebiliyorsak yıldıramaz kimse, gücümüz sonsuz.
bugün başlangıcı olsun yeni hayatımızın, mutlu olmayı beceremediysek de öyleymiş gibi yapalım. gökten mutluluğu çalalım. yarınların umudu olalım. bugün biz hayatımızın geri kalanında gülmeyi seçelim. o kadar içten gülelim ki, gülmek bulaşıcı olsun. mutluluğu bulaştıralım bize bakanlara gözlerimizle. hiç bitmeyecekmişçesine yaşayalım hayatı ve sevmeyi yaşayalım.
bugünle birlikte ruhumuzu besleyelim. o bize lazım. ruhumuzun sevmediklerinden uzak duralım, sevdiklerine sarılalım, hiç bırakmayalım. biz bugün, yani 19unda eylülün ruhumuz için yaşamaya başlayalım. umut etmekten de korkmayalım, sevmekten de hatta sevgisizlikten de korkmayalım. çünkü sevgi bağımlılık yapar. bir kere tattıysak o güzel duyguyu ruhumuz sevgi arar...

18 Eylül 2016 Pazar

güneşe yazmışlar
aya, ağaca, palyaçoya bile şiir yazmışlar
çok da güzel yazmışlar
ama konumuz o değil
kimse yazmamış bezelyeye
ben yazıyorum
adına şiir yazılmamış her şey adına
                                      herkes adına
                                          her şeyin adı olarak
                                              bezelyeye yazıyorum

mevsimi yok, sevmelerimiz gibi
ne zaman istesek seviyoruz, marifetmiş gibi
    sonra kapatıyoruz sevdiklerimizi
      birbirine  benzetiyoruz tüm sevmelerimizi
bezelyelere yaptığımızı yapıyoruz işte
üstelik yoklarmış gibi de davranıyoruz
tüm eski güzel sevmeler gibi

market raflarında yerini alıyor
  kanıt olarak tuttuğumuz resimler sevmelerimize
                                                           bezelye gibi
ah! insan olan insana o kadar benziyor ki bezelye
içini açınca tüm duygular yuvarlanıyor
                   önce ayıklıyoruz, ayırıyoruz kenara
                   okşuyoruz hatta, sevgi bile gösteriyoruz
                           tüm insanları tanırken yaptığımız gibi
                           en dirilerini seçiyoruz en güzellerini
   sonra....
       ya ateşe atıyoruz bezelye gibi
        ya donduruyoruz
en nihayetinde öldürüyoruz bezelyeyi de
                                                        insanlar gibi...
kağıda kaleme düşkünlüğümü bilen bilir. küçük yaşta bağlandık birbirimize. beni kendimi yazarak ifade etmeye ne itti bilemiyorum. belki de içimdeki sanatçı başka bir dalda tutunamayacağını çok erken fark etti. öylece bağlanıverdik kağıda kaleme, çok sevdik birbirimizi. ya da bilmiyorum ben çok sevdim.
çok suskun bir insan değilimdir aslında ama kendimi açmam kimseye, elimde değil söylediklerim söyleyemediklerimin yanında hiç. yani sözlerin yetmediği yerde, çoğu zaman her yerde, yazıyorum. herkesle her şeyi paylaşmayı, konuşmayı sevmiyorum. beni anlamayacağını düşündüğüm insanlara kendimi anlatmaktan da sıklıkla kaçınıyorum. eh burası da biraz farklı geliyor bana. kendimi kendime sakladığım defterlerimde anlatmaya o kadar alışmışım ki! ama alışacağım, bir şeyleri yapmak istiyorsam, sonuçlarını görmek istiyorsam yapmalıyım.
çok farklı bir şekilde başlamıştım bezelyeler için yani :D ama farklı gelişti.
her şeyi herkesle konuşmayı sevmiyorum dedim ya çoğu tepkimi de içime atıyorum o yüzden ama burası benim dünyamsa isyan da edeceğim. 2-3 gündür herkes tepkisini dile getiriyor. çok fazla örneği var tabi kadına tacizin. çok fazla sonucu var. son olarak okuduğum kadarıyla kıyafeti sebebiyle, ki şort giymiş bir hemşire, kendini bilmez bir hadsiz tarafından şiddete maruz kalmış. yanlışım olabilir. ama kimse de destek olmamış. bu zihniyetlere ben adam diyemeyeceğim, üzgünüm! ve bugün olaydan sonda mahkemeye çıkan sanık serbest bırakılmış.
bloğu açarken bezelyelerden güç alırken dedim ki herkese saygılıyız biz, tüm insanlara, insan olmayanlara ama ruhu olan her şeye. bu davranışlara bile saygılıyım ben neden biz sebep olduk. bizim toplumumuzun bir yansıması bunlar. insanların sıklıkla sığındığı o "din"i yanlış anlaması. sadece işine gelenleri uygulaması. her şeyin temelinde olması gereken saygıdan yoksun bireyler yetişmesi, yetiştirilmesi, insan sevgisinin aşılanmaması, kör zihinler ve daha nicesi.
babam hep der ki her şey olun ama en önemlisi vicdanlı olun kızım. vicdan çok önemli.
evet, inancımız olabilir olmayabilir. her şeye tapabiliriz bu bizim seçimimiz ve özgürlüğümüz. ama vicdanımız yoksa insan olamayız. vicdanımız yoksa insanca yaşayamayız.
yine nereden nereye geldim, acemiliğime verin. evet bu olayda sanığa diyecek kelime bulamıyorum. onu yargılayan adalete de, ileride o adaletin emrinde çalışacağım için kendime de... evet bilinçliyiz diyoruz çoğumuz, okuyoruz doğruyu yanlışı tahlil edebiliyoruz. fakat gördüğümüz üzere bu topluma bu yetmiyor. insanlarımız eğitimsizliğin yanı sıra kalpsiz. isyan ederek her olaydan sonra lanetleyerek düzeltemeyiz bunu. saygıyı öğretmeliyiz, göstermeliyiz. orada o kadına sadece sanık saygısızlık etmemiş, yaptıklarını cezasız bırakan adalet, her şeyden öte devlet saygısızlık etmiş. biz etmişiz. savaşmamız gereken bu.
insana, insan olduğu için değer vermeliyiz. insanı, insan olduğu için korumalıyız. yahu bütün maddi değerler bir yana ne üstünlüğümüz var birbirimizden? bunu kabul etmeliyiz. bana birisi demiş kim bilmiyorum iman çok önemli allah imansızlıktan korusun diye. ondan öte, vicdan çok önemli. allah vicdansızdan korusun!

26 Ağustos 2016 Cuma

şimdi diyeceksiniz manyak mı bu kız? tabi rastlarsanız bir gün bir yerde bir bezelyeye... nedir bu bezelye takıntısı değil mi? anlattım aslında her şey adına bezelye. hayatlarımızda hiçbir anlam ifade etmeyen bu bezelye anlam kazansa ne olur ki? her somut şey adına, her şey adına, ismini koyabildiğimiz, koyamadığımız, sınıflandıramadığımız, seçemediğimiz, biçemediğimiz her şeye bezelye desek mesela? nedir diğer kelimeleri ondan anlamlı kılan ? eşitlik diyoruz ya biz felsefemizin adına, kelimelerde de eşitlik var kafamızda. o yüzden ezilen tüm bezelyeler adına.
ismini koyamadığım her şey için bezelyeden yardım alacağım. başlıyoruz bezelye. hoş geldiniz...
merhaba bezelyeler, hepinize kocaman merhaba.
büyük harf yok dünyamızda. büyük hiçbir şeye yer yok. eşitlik var, kardeşlik var, hepimiz de aynı dili konuşuyoruz, kimse yabancı değil bize baksanıza! kapana kısılmış bütün fikirleri kurtarıyoruz, ezilmişleri, bıkmışları, üzülenlerle beraber üzülüyoruz. evet olumsuzluk yok aramızda ama ruhumuz var. özgür ruhlarız biz hepimiz. kararlarımızda art niyet yok. dünyayı güzellik kurtaracak demişler ya, inanın biz çok güzeliz. ama acılarımız da var içimizde hep birlikte sarıyoruz onları da çünkü başkası yok içimizde. biz herkesiz.
kimseye taşıyamayacağı yükler de vermiyoruz. sevmeyi seviyoruz çünkü. var mı sevmek kadar yücesi, hem de bir bezelyeyi?
katılsanıza siz de bize, hem biz çoğalarak büyüyoruz. çok da güzel oluyoruz!
Ne mi demek bezelye?
her anlama gelmeyen ama bi anlamı da olmayan sadece bir şeyin adı olan bezelye.
her şeyin hiçbir şey kadar mümkün olduğu bir gece zihnimi kasıp kavurdu bezelye. evim dediğim yerde masaya koyduğum ilk yemek bezelye. yeşil olan her şey gibi güzeller güzeli bezelye. ne kadar da çok bezelye...
 ah, bir de o gece; bezelye belki de toprağa kafa tutup çıktığından beri ilk kez o kadar çok kez her şeyi anlatmıştı.
bu hakkı her şeye vermeli değil mi? adı kalem olan varlıklar biraz daha şanslı. hatta bazı coğrafyalarda adı insan olanlardan daha şanslı. adı insan olanların ömrü var, sınırlı. ruhu olanlar bir yana... adı kalem olanlar adı kağıt olanlarla birleşirse bir de yazmak fiili sonsuzluk oluverir.
 bezelyeyle ne mi ilgisi var?
şu an bezelye, adı insan olan çoğu şeyden daha ölümsüz.
şu an bezelye adı insan olan çoğu şeyden daha anlamlı.
o yüzden adını koyabildiğimiz her şey ve koyamadığımız her şey aslında içimizde bezelye.
zihnimi ziyaret ettiğin için teşekkürler bezelye!

22/10/2022

  Öyle bunaldım ki Neyin öznesi olmak istemiyorsam orada buluyorum kendimi Ne sanmıştım ki Her şey bir anda düzelecek mi Çok yalnız hissediy...